Osmaniye
Coğrafi ve stratejik konumu itibarıyla yerleşmeye müsait olan Osmaniye, Doğu Anadolu'nun giriş kapısı durumundadır.
Çukurova ilk çağlardan itibaren çeşitli uygarlıklara (Hitit,
Pers, Roma) beşiklik yapmıştır. Coğrafi ve stratejik konumu itibarıyla
yerleşmeye müsait olan Osmaniye, Doğu Anadolu'nun giriş kapısı durumundadır.
Orta Doğu ülkeleri ile bağlantı sağlayan yol üzerindedir. İpek ticaret yolunun
da bu bölgeden geçmesi bölgenin önemini artırmıştır. Özellikle İlk Çağlarda
geçimlerini korsanlıkla sağlayan kavimler Nur Dağları üzerine yerleşmişlerdir.
İsos Limanına gelen ve Akdeniz de seyreden ticaret gemilerini soyan korsanlar
Nur Dağlarında barınmışlardır.
Anadolu'ya Türk akınları Abbasi Halifesi Harun Reşit
zamanında yapıldı. Türklerden Hassa Orduları kuran Harun Reşit, Anadolu
seferlerini Abbasi Ordularıyla beraber Türk askerlerine yaptırmıştır. Bölgede,
eski adıyla Haruniye, şimdiki adıyla Düziçi olan ilçede Harun Reşit Kalesi
olarak anılan bir kale hala varlığını sürdürmektedir. Anadolu'ya gelen Türkler
bu bölgeleri iklim ve coğrafi şekil olarak ilk anayurtları Orta Asya’ya çok
benzediğini gördüler. Anadolu'da yurt edinecekleri yerleri keşfetmeye
başladılar.
1071 Malazgirt zaferiyle Anadolu'nun kapıları Türklere
açıldı. 1082 ve 1083 tarihlerinde Kutalmışoğlu, Süleyman Şah'ın komutanlarından
Afşin Bey komutasında Anadolu’da fetih hareketleri başladı. Çukurova’ya kadar
gelen Türkmen aşiretlerinden Ulaşlı aşireti, Nur Dağları'nın bulunduğu
bölgeleri kendileri için yaşamaya en uygun bölge olduğunu görerek buraya
yerleştiler.
Osmaniye'nin Haraz bölgesine yerleşen aşiretin geçim kaynağı
hayvancılıktı. Yayla ile kışla arasında sürekli hareket eden aşiret Haraz'ı
kışla, Nur Dağları'nı da yayla olarak kullanmaya başladı.
1517 yılında Toprakkale'nin doğusunda İpek Yolu'nun da
içinden geçtiği yerde önemli bir ticaret merkezi ortaya çıktı. Fakuşağı,
Dereobası, Karacalar ve Erzin’i de içerisine alan bu bölgeye Kınık adı verildi.
Bu şehre Adana, Tarsus, Maraş ve Belen'den Bezirganlar ticaret mallarını
getirerek İsneyn pazarında satıyorlardı. Pazar ve salı günü kurulduğu için
adına isneyn denilmiştir. Kınık şehri, 5 mahalle, 12 köy ve 48 mezradan
oluşmaktaydı. Ünlü seyyah Evliya Çelebi Seyahatnamesinde bu bölgeden Kınık
Şehri olarak bahsetmektedir. Aslında Erzin ve Dörtyolu ve hatta Ceyhan ve
Yumurtalığı da içine alan bölgenin adı Osmaniyedir.
Toprakkale Kalesi, Hemite Kalesi, Karatepe-Aslantaş Açık
Hava Müzesi, Karaçay ve Şarlak Şelaleleri, Zorkun Yaylası, Haruniye Kaplıcası,
Yerfıstığı Üretimi
Osmaniye
Coğrafi ve stratejik konumu itibarıyla yerleşmeye müsait olan Osmaniye, Doğu Anadolu'nun giriş kapısı durumundadır.